KÖŞE YAZILARI

Bir Kadın Daha Eksilmeden…

Şiddet, toplumsal yapılarda kendini yeniden üreten bir döngü aslında.
Şiddet, yıllardır aynı hikâyeyi yazıyor…
Kadın; erkeği büyütüyor, besliyor, seviyor
onu evin oğlu, mahallenin delikanlısı, toplumun “makbul” ferdi hâline getiriyor
Ne yazık ki bu süreç, erkek egemen kültürün ürettiği güç ilişkilerinde sıkça kadına yönelen psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet olarak geri dönüyor
Ve bir gün, büyüttüğü o erkek dönüyor: Dövüyor, sövüyor, yok ediyor.

Ne yasalar dur demeye yetiyor buna,
Ne cezalar,
Ne de 25 Kasım’da yükselen sesler…

Kadınlar bugün sanki bitmemiş bir cümlenin içinde nefes almaya çalışıyor.
Çığlıkları duyulmuyor,
Sessizlikleri görülmüyor.

2024’te Türkiye’de en az 342 kadın, en yakını tarafından öldürüldü.
Dünyada ise her 11 dakikada bir kadın, eşi ya da eski eşi tarafından hayattan koparılıyor.
Bu artık bir “olay” değil; bir yara, bir düzen, bir kabulleniş

Ve bilmeliyiz ki;
Kadını ezen sadece erkek değildir.
Toplumun yüklediği roller, kadınların birbirine dayattığı kalıplar ve kadının kendi içindeki korkuları da bu şiddetin gölgesidir.

Kadın kendini “nesne” değil, “özgür bir kişi” olarak gördüğünde; zincir ilk orada kırılacaktır.

Umudum;
Bir gün 25 Kasım’ı takvimlerden silebilmek,
Kadının adını yalnızca hayatla, özgürlükle, güvenle anmak…
Kadına yönelik şiddetin tüm biçimlerinin sona erdiği, eşitlikçi ve barışçıl bir kent yaşamı umuduyla…KADINA ŞİDDETE SON VER…!

Semanur Saygın ÖZAY
Jeoloji Mühendisi & Kent Bilimci
25.11.2025