HALK FIRKASI’NIN “9 UMDE” (İLKE) Sİ
Her gün yeni bir hukuksuzluğa, yeni bir kumpasa, yeni bir cambazlığa uyanıyoruz.
Başka ülkeler için sıra dışı olan olaylar bizde öylesine olağanlaştı ki adeta sinir uçlarımız alınmış da acı duymuyor gibiyiz.
Son 23 yıldır ülkeyi aralıksız yöneten iktidar başarısızlıklarını hala 100 yıl önceki yönetime bağlamaya çalışıyor.
Hem de bu ülkeyi yoktan var eden bir yönetime.
Bugün de ülkeyi kuran partiye saldırmaya devam ediyor.
Çünkü bu ülkeyi Ortadoğu bataklığına sürükleyerek parçalamanın önündeki tek engel olarak ana muhalefet partisi kaldı.
O ana muhalefet ki ülke kurtuluşunu ilk seçim bildirisinde 9 umde (ilke) olarak belirleyen ve bunu hayata geçirenlerin devamıdır.
Dokuz Umde (dokuz ilke), Gazi Mustafa Kemal’in, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi imzasıyla 8 Nisan 1923 tarihinde yayımladığı ve yeni kurulacak Halk Fırkası’nın programı niteliğindeki bildirgede açıklanmış olan ilkelerdir.
Bu dokuz ilke, gerek Türk devriminin özelliğini ve ideolojisini, gerekse daha sonra kurulan Halk Fırkası’nın (sonraki isimleriyle Cumhuriyet Halk Fırkası ve Cumhuriyet Halk Partisi) kuruluştaki niteliğini açık olarak göstermektedir.
Dokuz umde şu girişle başlar:
“Ülkeyi ve ulusu dağılmaktan ve yok olmaktan kurtarmak için ulustan aldığı mutlak yetki ile toplanan TBMM ulus egemenliğine dayanarak bir halk devleti kurdu.
Önümüzdeki dönemde barışı sağlamak, iktisadi gelişmeyi temin etmek ve her türlü örgütlenmeyi tamamlayarak ülkeyi ve ulusu refaha kavuşturmak amacımız olacaktır.
Yeni çalışma sürecinde mecliste bulunan Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu Halk Partisine dönüştürülecektir.
Adı geçen partinin halk egemenliğini, yenileşmeyi, maddi ve manevi alanda gelişmeyi esas alan geniş ve gelişmiş bir programı tüm üyelerin görüş ve onayına sunacaktır.
Grubumuz aşağıdaki umdelerle (ilkelerle) yeni seçime katılmaya karar vermiştir. Bu umdeler ülkenin ivedi ihtiyaçlarını karşılamak üzere birçok uzmanın görüşü ve İzmir’de toplanan İktisat Kongresi sonuçlarına göre belirlenmiştir.”
Ve devam eder:
Umde 1- Egemenlik kayıtsız koşulsuz ulusundur. İdare yöntemi halkın doğrudan doğruya kendi kaderini belirlemesi esasına dayanır. Ulusun gerçek temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Türkiye Büyük Millet Meclisi dışında hiçbir kişi, hiçbir makam, hiçbir güç milletin yazgısına egemen olamaz. Tüm yasalaştırma çalışmalarında, her çeşit örgütlenmede, genel eğitimde ve iktisadi konularda milli egemenlik ilkesi doğrultusunda hareket edilecektir. İcra Vekillerinin (Bakanlar kurulunun) görev ve sorumluluklarını belirleyen yasa, vilayetlerin yerel işler konusunda “manevi şahsiyetlerini ve muhtariyetlerini” kullanabilmelerini öngören Şûralar yasası, vilayetlerin iktisadî ve toplumsal ilişkileri itibariyle birleştirilerek Genel Müfettişlikler Oluşturma Yasası, Nahiye Yasası hızla çıkarılacak ve uygulanacaktır.
Umde 2- Egemenlik ve hükmetme yetkisi Türkiye halkının gerçek temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin manevi şahsında toplanmış olduğu için, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 1 Kasım 1922’de verdiği saltanatın kaldırılmasına ilişkin karar değiştirilmez ilkedir. Dayanağı Türkiye Büyük Millet Meclisi olan Hilafet, İslâm dünyası için ulu bir makamdır.
Umde 3- Ülkede iç güvenliğin kesin olarak sağlanması en önemli görevlerden biridir, bu amaç milletin istek ve ihtiyacına uygun olarak yerine getirilecektir.
Umde 4- Mahkemelerin hızlı bir şekilde adalet dağıtabilmeleri sağlanacak, yasal mevzuat milli ihtiyaçlarımıza, bilimsel hukuk anlayışına göre yeni baştan iyileştirilecek ve tamamlanacaktır.
Umde 5- Aşar yönteminde halkın şikâyetine ve mağduriyetine yol açan kısımlar iyileştirilecek, tütün ekimi ve ticaretini milletin yararına dönüştürecek önlemler alınacak, mali kurumlar çiftçilere, sanayicilere ve ticaretle uğraşanlara kolayca borç verecek bir şekle getirilecek, Ziraat Bankası’nın sermayesi artırılacak, çiftçilere daha kolay ve daha çok yardım yapması sağlanacak, ziraat makineleri getirtilecek ve çiftçilerimizin ziraat aletlerinden kolayca yararlanmaları sağlanacak, ham maddesi ülkemizden çıkarılan eşyayı ülkede üretmek için koruyucu ve özendirici önlemler alınacak, ivedi ihtiyacımız olan demir yolları için vakit geçirilmeden girişimde bulunulacak, ilk eğitim birleştirilecek, tüm okullarımız ihtiyacımıza ve çağdaş esaslara uygun hale getirilecek, öğretmenlerin yükseltilmeleri sağlanacak, uygun araçlarla halkın aydınlatılmasına ve eğitilmesine çalışılacak, sağlık ve sosyal yardım kuruluşları iyileştirilecek, buralarda çalışanları koruyucu yasalar çıkarılacak, ormanlarımızda teknolojik gelişmelere uygun olarak, madenlerimizin en yararlı bir şekilde işletilmesini ve hayvanlarımızın iyileştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır.
Umde 6- Eylemli askerlik süresi kısaltılacaktır. Ayrıca okuma ve yazma bilenlerle askerde okuma-yazma öğrenenlerin de askerlik süreleri kısaltılacaktır.
Umde 7- Emekli olan subayların yaşamlarını en iyi bir şekilde sürdürmeleri sağlanacaktır. Ulusun bağımsızlığı ve yurdun savunulması uğrunda sakat kalan kişilerin, ordu emeklilerinin, dul ve yetimlerinin sefaletine meydan vermeyecek önlemler alınacaktır.
Umde 8- Halk işlerinin hızlı bir şekilde yerine getirilmesi; memurların yasal çerçeve içinde düzgün bir şekilde çalışmalarına bağlı olduğu için memur eksiklikleri giderilecek ve tüm devlet daireleri denetime tabi tutulacak, memurların atanma, görevden çıkarılma, yükseltilme ödüllendirme, emekli edilme koşulları belirlenecektir.
Umde 9- Harap olan ülkenin hızlı bir şekilde onarılması için devletçe yapılacak hizmetler yanında inşaat ve tamirat için yer yer özel şirketlerin kurulmasını özendirecek kurallar konacaktır. Mali, iktisadi, idari bağımsızlığımızı sağlamak koşuluyla bir barış ortamının oluşturulmasına çalışılacaktır. Bu koşulları sağlamayan barış antlaşmasını kabul etmeyeceğiz.”
Bu ilkelerle kurulan ülke bugün de ekonomik, hukuki ve idari açıdan harap hale getirildiğine göre ne yapmalı?
Çöküşten kurtulmanın reçetesi 102 yıl önce yayınlanmış zaten.
Yani sayfalarca program yazmayı teknokratlara bırakıp halka ana ilkeleri yayınlamak daha anlaşılır ve daha faydalı olacaktır:
1- TBMM dışında hiçbir kişi, hiçbir makam, hiçbir güç milletin yazgısına egemen olamaz. Yetki saraydan alınıp tekrar halka verilecektir.
2- Tüm yasalaştırma çalışmalarında, her çeşit örgütlenmede, genel eğitimde ve iktisadi konularda milli egemenlik ilkesi doğrultusunda hareket edilecektir. ABD ya da başka ülkelerden icazet alınmayacaktır.
3- İç güvenlik ve iç barış milletin istek ve ihtiyacına uygun olarak yerine getirilecektir.
4- Mahkemelerin hızlı bir şekilde adalet dağıtabilmeleri sağlanacak, yasal mevzuat milli ihtiyaçlarımıza, bilimsel hukuk anlayışına göre yeni baştan iyileştirilecek ve tamamlanacaktır.
5- Kamu bankaları arpalık ve ulufe dağıtma kaynağı olmaktan kurtarılacak.
6- Ormanlarımızın yakılmayıp büyütülmesini, madenlerimizin peşkeş çekilmeyip teknolojiye uygun bir şekilde işletilmesini ve eti ithal etmeyip hayvanlarımızın iyileştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır.
7- Eğitim gerçek anlamda “milli “ olacak,
8- Emekli ve emekçilerin insanca yaşaması sağlanacak,
9- Bazılarınca Dar-ül Harp sayılarak yağmalanan bu kutsal topraklar tekrar “ vatan” yapılacak.
Karanlığın en koyu olduğu an aydınlığın hemen öncesidir. Kurtuluşa az kaldı.
16.11.2025 Çorlu