KÖŞE YAZILARI

“Yüzyılın Konut Projesi” mi dediniz? Tekirdağ toprağını mezar tahtasına çeviriyorsunuz.

Toprak sessiz, ama ölüyor

Çerkezköy Kızılpınar’a 1.300 konut.
Kapaklı’ya 1.500 konut.
Çorlu’ya 1.500 konut.
Ergene’ye 400, Süleymanpaşa’ya 1.000, Şarköy’e 350…
Kağıt üzerinde “barınma çözümü”, sahada ise tarım kuşağının üzerine beton mezar.
Verimli topraklar birer birer “imar planı değişikliği” bahanesiyle öldürülüyor.
Mera vasfı kaldırılıyor, “KONUT ALANI” yazılıyor, sonra üstü sessizce kapatılıyor.
Bu hızla giderse Tekirdağ, yakın zamanda sanayi artıklarının, asfalt yolların ve apartman gölgelerinin şehrine dönüşecek - üretimin değil, tüketimin başkentine.

 Sanayiyle iç içe yaşam: Bir planlama değil, bir gaflet

Ergene OSB’nin dumanı daha dağılmadan hemen yanına konut planlanıyor.
Hava kirliliği raporları ortada, ama kimse konuşmuyor.
Bacaların yanına “sosyal konut” yapmak, insanları bile bile kirli havaya mahkum etmektir.
Buna şehircilik değil, göz göre göre ihmal denir.
Konut değil, kanser riskini betonla kaplama sanatı.

‘Sosyal konut’ dedikleri, kim için sosyal?

Dar gelirliye ev sözü verildi.
Ama ortada ne fiyat istikrarı var, ne gerçek ödeme gücü hesabı.
Taksitler 6-7 bin TL bandında.
Asgari ücretlinin bunu ödemesi mümkün mü?
Hayır.
Yani bu proje “barınma hakkı” değil, borçlandırma programı.
Devlet eliyle halkın geleceği ipotek altına alınıyor, sonra adına “sosyal adalet” deniyor.
Yalan.
Bu, sosyal değil finansal bir tahakküm projesi.

Altyapı çökmeye hazır, ama kimse oralı değil

Kıyıya konut yığmak Süleymanpaşa’da, dolgu zeminlere ev yapmak Marmaraereğlisi’nde, fabrika bacasının dibine site dikmek Ergene’de…
Bu şehirde planlama değil, rant rotasyonu işliyor.
Altyapı zaten sınırda.
Su yetmiyor, kanalizasyon taşıyor, trafik tıkanıyor.
Ama kimse bu tabloyu görmek istemiyor.
Çünkü her şey “müjde” diye pazarlanıyor.
Gerçekler mi?
Asfaltın altına gömülüyor.

Şeffaflık sıfır, rant sonsuz

Konut sayısı belli, ama yer yok.
Plan paftaları gizli, parseller sessiz, çevresel raporlar ortada yok.
Bu kadar gizlilik, bu kadar plan değişikliği niye?
Cevap basit:

RANT.

Halkın konut ihtiyacı bir kalkan. Asıl hedef, kıyı arazilerini, verimli ovaları ve kamu taşınmazlarını “yatırıma açmak.”
Bu proje, “dar gelirliye umut” değil, toprağı elinden alınan halka tuzak.

Tekirdağ’ın geleceği betonla kapatılıyor

Kızılpınar’ın tarlaları, Velimeşe’nin meraları, Saray’ın ovaları, Süleymanpaşa’nın kıyıları…
Hepsi birer imar paftasında silik çizgiler haline geldi.
Ama o çizgilerin altında üretim var, toprak var, gelecek var.
Bugün attığınız her temel, yarının kuraklığına döşenen bir taş.
Ve bu gidişle Tekirdağ, “sanayisiyle büyüyen” değil, toprağıyla boğulan bir şehir olacak.

Bu kadar açık söylüyorum:

Bu proje planlama değildir.
Bu, ekonomik popülizmin şehir planına bürünmüş halidir.
Gerçek barınma çözümü; insanı, toprağı, ekolojiyi, altyapıyı birlikte gözetir.
Ama burada olan, sadece bir şey göstermelik konut üretimi, gizli toprak transferi.

Özlüce;

Bu şehirde “konut” adı altında toprak satılıyor.
Üstelik “yüzyılın projesi” diye alkışlarla.
Ama bu alkışlar bir gün susacak, çünkü su kalmayacak, hava kalmayacak, toprak kalmayacak.
O gün geldiğinde kimse “sosyal konut”tan söz etmeyecek.
Herkes, yüzyılın yanılgısını konuşacak.