ERGENE DEVLET HASTANESİ'NİN VİTRİN POLİTİKASI

Ergene’de inşa edilen devlet hastanesi; Sağlık Bakanlığı tarafından ihale edilen, merkezi bütçeden finanse edilen, teslim tarihi 28 Aralık 2025 olarak net bir şekilde belirlenmiş bir projedir. Yani bu bina belirtilen tarihte teslim edilmek zorunda. Ne bir gün önceye ödül var, ne bir gün gecikmeye hoşgörü.

Ancak ilginçtir ki, projeyi ne planlayan ne de yürüten Ergene Belediyesi, bugün bu hastaneyi kendi eseri gibi pazarlıyor. Belediye Başkanı Müge Yıldız Topak’ın sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımlar, projeyi adeta “yerel başarı hikayesi” gibi sunuyor. Oysa ortada belediyeye ait ne bir imar uygulaması, ne çevre düzenlemesi, ne de altyapı yatırımı var.  Bol bol reklam var.

 E-İmar uygulamasında hastane ve mezarlık arasındaki alan "park alanı” olarak gözüküyor. Gerçekteyse, bırakın parkı, alanda orasının park olabileceğine dair bir emare dahi bulunmuyor.

  Hastane binası yükselmiş olabilir ama çevresi hala mezbele. Mezarlığın arkasından geçen stabilize yol, kamyonların tozuna terk edilmiş. Ki yolun kum ocağına giden kısmı rekreasyon alanının içinden geçiyor. Ulaşım altyapısı ise hala tartışmalı.

 - Proje sahipleniliyorsa, şu teknik soruların da net yanıtları olmalı. Buyurun cevaplayın:

- Kurumlardan hastane bölgesi için olumlu görüş alındı mı?

- Bu hastane bölgesine ilişkin hangi imar planları hazırlandı? 1/1000'lik 1/5000'lik 1/25000'lik ?

- İmar Planları ne zaman askıya çıkarıldı?

- Ulaşım yolları için hangi parseller kamulaştırıldı?

 -TESKİ ile altyapı (içme suyu – atık su) anlaşması imzalandı mı?

 - Onaylı çevre düzenleme projesi var mı?

 En önemlisi önü çevre yolu arkası kum ocağıyla çevrelenmiş sağı ve solu 1.sınıf tarım arazisi...

 - Ses ve titreşim izolatörleri var mı?

 - Sağlık koruma bandı olacak mı?

 Bunlar ilk akla gelen sorular ve tabii ki cevabı yok. Çünkü plan yok. Vizyon yok. Revizyon yok. Bu işi kotaracak ekip yok. Bu kadar yok’un içinde sadece " Biz yaptık" reklamı var.

 Hastanenin hemen dibinde faaliyette olan kum ocağı, sağlıklı insan için risk teşkil ediyorken hasta sağlığı açısından çok daha ciddi bir risk. Gürültü, toz, titreşim... Her biri sağlık tesisi için olumsuzluk. Peki, bu konuda belediye ne yaptı? Bir girişim var mı? Ne kapatma kararı ne de yer değişikliği planı var.

 Önceki dönem Belediye yöneticileri hastaneye ulaşım sağlayacak yol için Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’ne 4 Şubat 2020’de yazı yazmış, 19 Şubat 2020’de gelen cevap açık:

Karayolları 1.Bölge müdürlüğü "geçiş açılamaz" diyerek görüş bildirmiş. Yine Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından onay verilmemiş.

Peki bu durumda proje nasıl planlandı? İmar uygulaması yapılmadan, ulaşım çözülmeden, çevre düzenlemesi tamamlanmadan bu bina nasıl işleyecek? Hastaları video çektiğiniz dronla taşıyıp, kum ocağı manzaralı hasta odalarında mı tedavi edeceksiniz.

 Kulislerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ile birlikte hastane açılışına bizzat katılacağı konuşuluyor.  Bu kulis bilgisi doğruysa, o gün vitrin hazırlanacak. Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın iftar programına katılacağı gün ruhsatsız Cumhuriyet Mh. Düğün salonunun önüne dikilen gibi 3-5 fidan dikilecek, 2 -3 tane pembe bank, birkaç tanede çiçek ektimi al sana “sosyal alan” deyip pozları verilecek.  Ama arka planda ne altyapı, ne planlama, ne de gerçek bir belediyecilik örneği olacak.

Kurdele kesmek kolay. O kurdeleyi kesmeyi gerçekten hak edecek bir hizmet üretmek ise işin en zor kısmı.

Ergene Devlet Hastanesi, bir kamu yatırımının yerel vitrin siyasetiyle nasıl suistimal edildiğini gösteriyor. Belediyecilik, başkasının projesine poz vermek değil; yol yapmak, plan çizmek, altyapı kurmaktır. Bugün Ergene’de gördüğümüz ise, hizmet değil, hizmetin üstüne çıkılan sahte bir sahipleniştir.

Bu algı yönetiminin ömrü sosyal medya hikayesi kadar olur. Gerçekse, yapılan yolda, yol altına döşenen boruda, planlanan adada parselde, çizilen altyapı şemasında saklıdır. Gerçek belediyecilik, story çekmek değil, haritanın üzerinde planlananı sahaya yansıtmaktır. Ergene halkı sadece bir hastane değil, aynı zamanda yaşanabilir bir çevre de hak ediyor. Ama anlaşılan o ki, yerel yönetim bu temel gerçeği anlamıyor diyemeyeceğim, umursamıyor.