Arama

5000 m² Altı TURİZME KAPATILIYOR: KIRSALA YASAK, RANTA YOL AÇIK MI?

26/06/2025 13:50 | Son Güncelleme : 27/06/2025 03:38 | Okunma Sayısı : 100 | Semanur Saygın Özay


5000 m² Altı TURİZME KAPATILIYOR: KIRSALA YASAK, RANTA YOL AÇIK MI?

Marmara Denizi kıyısında, Tekirdağ’ın mavisiyle yeşilini buluşturan verimli topraklarında büyük bir sessizlik hüküm sürüyor. Marmara'nın rüzgârı bu sıralar alışılmadık bir sessizlik taşıyor Tekirdağ kıyılarına.
Ama o sessizlik, doğanın huzuru değil; planlı bir unutuşun, göz göre göre gelen bir yok sayışın sesi.
Geçtiğimiz ay Tekirdağ Büyükşehir Belediye Meclisi'nin aldığı bir kararla, 1/25.000 ölçekli İl Çevre Düzeni Planı’na bir plan notu eklenme talebi geldi. Küçücük görünen ama koca bir kırsalın sesini kısmaya yetecek kadar ağır bir not…

Diyorlar ki: “Eğer araziniz 5000 metrekareden küçükse, imar planı dışında kalıyorsa… turizm yapamazsınız. Eko turizm de olmaz, kırsal kalkınma da.”

Bir cümleyle, nice köylünün hayalini, kıyı kasabalarında yaşayanların geçim umudunu, yerel üreticinin turizmle ayakta kalma ihtimalini silip atıyorlar.

 Zira Tekirdağ Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 14 Mayıs 2025 tarihli ve 666 sayılı kararıyla onaylanan 1/25.000 ölçekli İl Çevre Düzeni Planı plan notu değişikliği, kırsal turizmin önünü kesen tehlikeli bir adım niteliğinde.

Yeni plan notu; onaylı imar planlarının ya da kırsal (eski köy) yerleşim alanlarının dışında kalan ve 5000 m²’nin altındaki parsellerde turizm, eko turizm ya da kırsal turizm kullanımının yapılamayacağını hükme bağlıyor. Sessiz sedasız geçirilen bu hüküm, ne yazık ki kamuoyundan yeterince yankı bulmadı. Oysa sonuçları sessiz değil, çok sesli ve çok derin olabilir.

Bu bir plan notu değil sadece.
Bu; “Sen burada bir şey yapamazsın!” demenin resmiyet kazanmış hâli.
Bu; küçük parsellerde yaşayan köylüye, üreticiye, yatırım yapmaya çalışan gençlere “senin hayalin bu planlara sığmıyor” demek.
Ve en acısı, bu cümle hiçbir bilimsel gerekçe sunulmadan, hiçbir teknik analiz yapılmadan, “böyle uygun görüldü” diyerek geçiriliyor.

Plan Askı Süresi Doluyor: İtiraz İçin Son Tarih 30 Haziran!

Şu an bu plan notu resmî askı sürecinde ve itiraz etmek isteyen yurttaşlar için süre daralıyor. Son başvuru tarihi 30 Haziran 2025. Yani birkaç gün içinde, geri dönülmesi zor bir adımın kalıcılaşmasına seyirci kalabiliriz.

Bu plan notuna karşı çıkan bir vatandaş, bir mühendis ve bir kent bilimci olarak, itiraz dilekçemi resmen sundum. Çünkü bu karar:

  • Tekirdağ İl Çevre Düzeni Planı’nın ana planlama ilkelerine aykırı,
  • Bilimsel ve teknik temelden yoksun,
  • Kırsalda yaşayan küçük ölçekli arazi sahiplerinin yatırım ve gelişim hakkını engelleyici,
  • Ve en önemlisi,bölgenin turizm potansiyelini baltalayıcı.

Marmara Ereğlisi’nden Şarköy’e Uzanan Bir Turizm Hattı

Oysa ki, planda Tekirdağ’ın Marmara kıyısı — Marmara Ereğlisi’nden başlayarak Süleymanpaşa, Barbaros, Kumbağ ve Şarköy’e kadar uzanan sahil kuşağıturizm gelişim koridoru olarak tanımlanmış durumda
Ama planın başka bir sayfasında, bu gelişimi sırtlayan küçük arazi sahiplerine "sen yoksun" deniyor.İki farklı sayfa, iki farklı gerçeklik.
Ne garip tezat dimi; bir yandan turizm gelişiminden söz ediyoruz, diğer yandan bu gelişimi sağlayacak en temel ölçek olan küçük parselleri yasaklıyoruz. Kırsalda turizmi teşvik edeceğimiz yerde, adeta cezalandırıyoruz. Biri umut vaat ediyor, diğeri umutları askıya alıyor.


Turizm sadece dev otellerle, dev projelerle, beton yığınlarıyla gelişmez. Tam tersine; eko turizm, agro-turizm, bağ evleri, taş pansiyonlar gibi küçük ama sürdürülebilir projelerle hayat bulur. Ve bu tür projeler, çoğunlukla 5000 m²’nin altında kalan parsellerde, yerli halkın sahip olduğu topraklarda gerçekleşir.

Bu kararla küçük üreticinin, küçük yatırımcının, kırsaldaki genç nüfusun umutları törpüleniyor. Oysa bizim ihtiyacımız olan şey tam da bu: yerinde kalkınma, yerel turizm, doğayla uyumlu bir ekonomik model.
Mavi gözlü Tekirdağ’ımız da Turizm; kalkınma demekse, bu yasak kime hizmet?

Askı süresi bitmeden, bu karar gözden geçirilmeli ve kamu vicdanına, bilimsel planlama anlayışına uygun şekilde iptal edilmelidir. Bu sadece bir plan notu değil, kırsalın geleceği, yerelin yaşam hakkıdır.

Bu Topraklar Sahipsiz Değil
Eğer bu yazıyı okuyorsanız ve Marmara kıyılarında bir taşınız, toprağınız, anınız, umudunuz varsa…
O zaman bu mesele sizindir.
Kırsalın, yerelin, doğayla uyumlu yaşamın savunulması herkese ait bir sorumluluktur.
Ben, bir yurttaş olarak susmadım.
İtiraz dilekçemi yazdım, verdim.
Çünkü bu sadece teknik bir mesele değil; vicdanî bir sorumluluk

Ve bilmelisiniz ki:

“Bu itiraz sadece benim değil, Tekirdağ’ın kalbinin sesidir.”

30 Haziran’a kadar süreniz var..
Ses verin, dilekçenizi sunun, hakkınızı arayın.

Not: İtiraz dilekçem halka açıktır, isteyen herkes kendi başvurusunda kullanmak üzere örnek alabilir ya da kopyalabilir! Çünkü kırsal, bizim ortak mirasımızdır

Semanur Saygın Özay
Tekirdağlı bir mühendis, bir kadın, bir yurttaş olarak…

Ekran görüntüsü 2025-06-26 135909-i685d28229d539.png

Ekran görüntüsü 2025-06-26 135426-i685d27ea7f411.png

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.

Bunlar da ilginizi çekebilir

ERGENE DEVLET HASTANESİ'NİN VİTRİN POLİTİKASI

ERGENE DEVLET HASTANESİ'NİN VİTRİN POLİTİKASI

429 milyon TL’lik devlet yatırımıyla yükselen Ergene Devlet Hastanesi, kamu hizmetinin nasıl “yerel algı aracı”na dönüştürüldüğünün çarpıcı bir örneği. Projenin sahibi devlet, ama sahiplenen belediye yönetimi. Yani Devlet Yapıyor, Belediye Story atıyor.

1 ay önce
Yorumlar