MÜLAKAT, LİYAKAT VE HAKİKAT…!
04/06/2025 20:37 | Son Güncelleme : 26/06/2025 01:13 | Okunma Sayısı : 67 | Semanur Saygın Özay

İlkokul biter…
Ve başlar uzun, zorlu, kimi zaman yıpratıcı bir maraton.
O’na giriş sınavı, Şu’na giriş sınavı…
Bu ülkede sınavlar hiç bitmez.
Ve ne yazık ki, sınanmaktan yorgun düşen gençler de…
Bin bir emekle okunan liseler, kazanılan üniversiteler…
Eğitim uğruna değiştirilen şehirler, taşınılan evler, ertelenen hayatlar…
Diplomalar coşkuyla alınır. Mezuniyet törenleri yapılır, balolar düzenlenir.
O diploma başköşeye konur.
Ve … Durur.
Sadece toz tutar. Umutla, emekle biriktirilen yılların simgesi…
Bir köşede sessizce bekler.
Sonra iş arama telaşı başlar.
Diploma elde, kapı kapı dolaşmalar artık tarih oldu.
Klavye tuşlarında yazılır gelecek.
CV’ler gönderilir, başvurular yapılır, mesajlar yollanır…
Ekran başında umut dolu bekleyiş başlar.
Bir cevap…
Sadece bir geri dönüş beklenir.Ve sonunda o çağrı gelir:
“Özgeçmişin iyi, bir de mülakata alalım seni…”
Belirlenen gün ve saatte genç insan çıkar yola.
Üzerine en uygun kıyafetini giyer, yüzünde heyecan ve umut…
İçeri girer, soruları yanıtlar.
Bilgisiyle, emeğiyle, hayalleriyle konuşur.
Kapı kapanırken son bir cümle yankılanır kulaklarında:
“Biz sizi ararız…”
Bu, bu ülkede her gün yüz binlerce gencin hayallerinin sessizce son bulduğu andır.
Yıllarca verilen emeklerin, alın terinin, gecelerin ve fedakarlıkların yok sayıldığı o an…
Başarılarla dolu bir öğrencilik, yüksek notlu bir diploma, kazanılan zorlu sınavlar…
Ama sonunda, sadece bir tanıdığın olmaması sebebiyle elenen hayaller.
Dayısı olan, araya koyacak büyükleri olan, referansı güçlü olan kazanır.
Torpilin sesi liyakatin sesini bastırır.
Ve gerçek hak edenler, “Seni arayacağız” cümlesinin arkasına saklanan sessiz bir red ile yok sayılır.
Her geçen yıl daha fazla üniversite açılır.
Ama üretkenliğiyle değil, mezun ettiği işsiz gençlerle anılır artık o üniversiteler.
Diploma artık bir umut değil, çoğu zaman bir hayal kırıklığının belgesidir.
Ama unutmamalıyız ki: Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hayatta tam mutluluk ve esenlik, ancak gelecek kuşakların şerefi, varlığı, esenliği için çalışmakta bulunabilir.”sözü, bir nasihat değil; bir uyarıdır bize.
Bu ülkenin geleceği, gençlerinin hayallerinde saklıdır.
Mutlu, huzurlu ve üretken bir Türkiye; iş sahibi, umut dolu ve liyakate değer verilmiş gençlerle mümkündür.
Onlara aradıkları dayılar değil, hak ettikleri fırsatlar verildiğinde…
Gerçekten hak edenlerin hak ettiği görevlere getirildiği bir sistem kurulduğunda…
Ve mülakatların göstermelik değil, liyakatın kural olduğu bir düzen inşa edildiğinde…İ
İşte o zaman, gerçek HAKİKAT yerini bulmuş olacak.
Saygılarımla






Bunlar da ilginizi çekebilir
BAYRAM YORGUNU İŞÇİLER
1 ay önceDARAĞACINA SIĞMAYAN TARİH
1 ay önceERGENE DEVLET HASTANESİ'NİN VİTRİN POLİTİKASI
429 milyon TL’lik devlet yatırımıyla yükselen Ergene Devlet Hastanesi, kamu hizmetinin nasıl “yerel algı aracı”na dönüştürüldüğünün çarpıcı bir örneği. Projenin sahibi devlet, ama sahiplenen belediye yönetimi. Yani Devlet Yapıyor, Belediye Story atıyor.
1 ay önce